ROMAN İNCELEMESİ
Efsaneler bazen denizden,
Bazen aşktan ve ateşten gelirler,
Aşktan ve ateşyen ve denizden gelenler,
Bazen ışık olurlar ve bütün zamanı aydınlatırlar...
Efsane kurmak kadar, efsaneyi yazmak da efsaneye dahildir.
Bir çağı haritalarda bulamazsınız.
Derince, insana ve tarihin denizlerine açılmak gerekir.
Girdaplarda yüksek idealler saklanabilir.
. . .
Bu kitapta
İstanbul, Gırnata, Madrid, Roma ve Akdeniz; aşk diliyle kuşatıldı,
Akdeniz, aşk kaleminin haritasıyla yeniden çizildi.
Kılıç kılıca, cevher çeliğe çarptı, varlık da yokluğa.
Ve hep bir yol vardı kalplerden denizlere.
Derin denizler, büyük aşklar için atlas olup dokundu
İskender Pala, bir çağı ve o çağın efsanelerini dile döktü.
Barbaros Hareddin Paşa'yı...
Sonra, bir gül sepeti getirdi.
ısırılmış üç elmayı anlattı.
İskender Pala, yine yapmış yapacağını.. Kelam, kaleme bir insanın elinden ancak bu kadar güzel dönüşür. Daha önce de okuduğum diğer kitaplarındaki aynı ruh, aynı heyecan. Kalite daha ilk satırlarda kendisini belli ediyor. Eğer Osmanlı Tarihine, Barbaros Hayreddin Paşa'ya, denizlere ki özellikle Akdeniz'e ilginiz, sevginiz varsa kesinlikle okumanızı tavsiye ederim. Aslında sadece tarih yada denizcilik romanı olarak da bakmamak gerekir. Baştan sona romantizmin, aşkın ince ince bir nakış gibi işkendiği bir eser olmuş...